8 Şubat 2012 Çarşamba

Hızır Kapıyı 2-Kere Çalar


Sen onun kapısına gidebilirsen, Mûsâ (a.s.) gibi üç şansın vardır!

Ama o senin kapına geldiyse, "2-tık tık"tan fazla etmezsin!

Kapını çok değerli, çok ulvî görme! Kâbe kapısından daha değerli değildir kapın!

Senin mevkiin, senin makâmın, senin rütben, senin mülkün, senin şöhretin veya senin ilmin "2-tık tık"tan fazla etmez!

Habersiz gelir zâten! Şipşak! 

Bir varmış; bir yokmuş!!

Masal gibidir; masal değildir!!

Serap gibidir; yalan değildir!!

Geldiğinin haberini "Bak, postacı geliyor..." diyen çocuklardan alamazsın!!

"Kapıdan, bacadan aş da gel!" diyerek türkülerle çağıramazsın!!

Ardından baka kalırsın! Dona kalırsın!!

Üniforması yoktur ki tanıyasın...  Adresi yoktur ki arayasın!!

Eşkâli belirsizdir... Parmak izi yoktur!!

Sen de "Mûsâ" değilsin ki "bulmak" umudu taşıyasın ve arayıp bulasın!!

Sen, "2-tık tık"tan fazla etmezsin!!

Sakın, güvenlik kameralarında arama! Bulamazsın!

O her anlamda "kayıt dışı"dır!!

Sen onu bulamazsın!! O seni bulduğunda kıymetini bileceksin!!

Hepi topu "2-tık tık"...

Ayağa kalkacaksın... Ceketini ilikleyeceksin...  Kapını açacaksın!!

Kim olduğunu bilmeyeceksin...  Saygıda kusur etmeyeceksin!!

Sen Hızır'a değil... "İnsan"a hazır olacaksın!!

Sen "Kadir"e değil... "Gece"ye hazır olacaksın!!

Sen her geceni "Kadir", her gördüğünü "Hızır" bileceksin!!

İşte o zaman, "2-tık tık"tan fazla edeceksin!!

Neyzen Semazen

3 yorum:

Bülend SUNGUR dedi ki...

Facebook adresimde, yazıyı edebî açıdan beğendiğini ve fakat tam olarak anlayamadığını söyleyen bir dosta verdiğim cevabı paylaşıyorum...


"Bazı şeyleri edebî bir lisan ile anlatmak şarttır... Bu özel lisan Allah'ın insanoğluna lütfudur! Ayrıca, Kurân da edebî açıdan şaheserdir! Benzeri yoktur; olamaz!

Konuya gelince...

"Hızır" (a.s.) bizler için Hz. Musa için neyi temsil ediyorsa, onu temsil eder! En özel ilimlerin âlimidir! Sâdece âlimi değildir; aynı zamanda operatörüdür! Yâni, onda ilim ve eylem en gizemli surette birleşmiştir! Bu yüzden ismi yoktur; lakabı veya rumuzu olan HIZIR vardır!

Hakkındaki gerçek bilgiler ile efsaneler iç içe geçmiştir! Gerçek bir efsane olmuştur! Efsane olmasına rağmen gerçektir! Hayal mahsulü değildir! Bununla beraber her birimiz için Hızır, aynı zamanda hayal ettiğimiz kadardır!

Ramazan geceleri arasında "Kadir Gecesi" ne ise, insanlar arasında "Hızır" da odur! Ondan ve onda olandan istifade etmeyi herkes ister de herkese nasip olmaz!

Bu yazımızda biz, Hızır'ı hayal eden insanların hamlığından ve ham hayallerinden bahsediyoruz... Yâni, insanlar hayal kurarken bile aslında gerçeklerden yola çıkmalılar ve önce kendileriyle yüzleşmeliler...

Zamanımızda insanlar çok çiğler!! Zâhiri, maddî varlıklarına bağlı olarak "Sen neymişsin be âbi!" modundalar!! Burunlar o kadar yukarıda, haddini bilmezlik o safhadaki, bu türde insanlar için "Hızır" fenomeni ancak "had bildiren" bir misyona sahiptir!

O yüzden, eğer Hızır'dan ilham almak istiyorsak esas, önce tevazuya gelmektir!

Tevazu olmadan hiçbir şey olmaz!

Tevazuda nâkıs olanın, Kurân'dan, Efendimizden, Hızır'dan da nasîbî nâkıstır!!

Allah bizlere Hızır karşısında "2-tık tık"tan fazla etmeyi nasip etsin!" :)

Bülend SUNGUR dedi ki...

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/babaoglu/2011/05/06/hizira-hazir-olmak

Bülend SUNGUR dedi ki...

Pekiii, olmaz olur da bir üçüncü şans verilirse ve Hızır kapıyı üçüncü defa çalarsa ve kişi bu fırsatı da değerlendirmezse ne olur??? Kişi kapıdakinden gafil olursa; saygıyla ayağa kalkmaz, ceketinin düğmelerini iliklemez ve kapıyı saygıyla açmazsa ne olur???

Cevap veriyorum...

Kişi helâk olur! O kapıyı da, o kapının tapusunu da adamın başında paralarlar!!

Biz biz olalım ve Allah'ın kullarına karşı saygıda kusur etmeyelim!!

Edep sınavında başarısız olanın, iman sınavında başarılı olması zordur!

Bu münasebetle, "illâ edep; illâ edep"...

N_S