20 Kasım 2011 Pazar

Dünyanın İlk ve Tek Kurânî Zekâ Projesi



Değerli Blog Okurum,

Orada mısınız ve eğer oradaysanız kaç kişisiniz bilmiyorum?! Buna rağmen, "Kurânî Zekâ"yı işlemeye devam ediyorum!

Bugün, bu yazımda sıra dışı bir şey yapalım ve Kurânî Zekâ'yı peyderpey ortaya koyacak olmama rağmen, istisnâ olarak yüksekten uçalım!

Metot olarak takip ettiğimiz "basamaklandırmayı" bu yazıda terk edelim ve çok yüksek basamaklara geçici olarak terfî edelim...

Rabbânî nasîbimizmiş;  2010/2011'de araştırma projesi hüviyetinde dünyanın ilk Kurânî Zekâ projesini -üzerinde çalışmak ve geliştirmek üzere- ülkemizdeki ilgililerine "sinopsis" halinde teklif ettim!

O sinopsiste,  araştırma statüsünün "teolojik keşif" olacağını söylüyordum!

Araştırmanın niteliği için şunları not ediyordum sinopsiste:

"Araştırma nitelik olarak sıra dışıdır! Çünkü, bilimin ürettiği yapay mucizelerden farklı olarak, Mucize'nin ürettiği bilim alanında yer alır!

Kurân mûcizedir! Kurân'dan doğan bilim alanı henüz tanınmış değildir! İlâhiyat alanında bilinenler ve üretilenler bu alana ait değildir!"

Bu rakım iyi geldiyse devam edelim derim?!

Ardından, araştırmanın metodunu ortaya koyuyor ve yukarıda söylediklerimi anlaşılır kılmaya çalışıyordum...

"Kurân’ın sembolizmi, şifreleri, kilitleri ve anahtarları vardır. 

Bu çalışmada olduğu gibi holistik verilere, değerlere, sabitlere ulaşılmak hedeflendiğinde Tefsir ve Fıkıh metotları yetersiz kalır. Bu bildik metotların alanı, bugün akademik alandır.

Akademik alanın ve olanın dışında, Kurân’a erişebilmek TE’VİL ile olur. Bunun ise okulu yoktur! Tıpkı mucitliği öğreten bir okulun bulunmayışı gibi!

İcat kendini ispat eder ve sahibini mucit yapar. Te’vil de böyledir.

Te’vil tamamlandığında mucize açığa çıkar. Mucizenin görünür olması te’vilin sağlamasıdır. 

Bu anlamda, Kurân’a ait, te’vil yoluyla ulaşılan her bir mucize, te’vilin metot olarak müstesna ve müstakil yapısını da açığa çıkartır.

Te’vil bir çeşit anahtar ise, her bir Kurân mevzuunda tek bir anahtarla kilitleri açmak kabil değildir. Yeni kilitlere yeni anahtarlar bulmak icap eder!

Bir başka ifade ve benzetme ile ampulü icat ederken tutulan yoldan bir de telefon icâdı beklemek mümkün değildir!

İcâda giden yolda yapılan her bir deney ve denemenin mûcidi yönlendirmesi gibi, Kurân da te’vile çalışan zekâları, kilitleri açacak anahtarları üretmek üzere yönledirir."

Bu çok özel yoldan giderek, Kurân'a göre "Ribâ Yasağı"nın bütün kodlarını ve hatlarını belirlemeyi, Ribâ'nın Kurân'daki mutlak tanımına ulaşmayı ve böylece faizsiz finans alanında tek teori ve tek pratik hedefine ulaşmayı istiyor ve hesap ediyorduk!

Sinopsiste, araştırma/geliştirme/projelendirme safhalarını detaylarıyla tek tek tasarlamıştık! 

Öyle bir süreç işleyecekti ki, bir safhadan sonra dünyanın dört bir tarafından ilâhiyatçılar ve iktisatçılar bu konuyu tartmak, tartışmak üzere müdâhil olabileceklerdi... (Detaylar mahfuz!)

Muhtemelen, bu özel Kurân modeli karşısında bir çok ilâhiyatçı iman tazeleyecek ve bir çok batılı iktisatçı da İslâm'da karar kılacaktı?! 

Bir mektup, bir makale ve bir de sinopsisten oluşan bu proje teklifimi birinci dereceden yetkililere aşama aşama ulaştırmaya ve ilgi düzeylerini görmeye çalıştım!


İlk muhatabımın duyarsızlığı karşısında acı bir fren yaptım! Çünkü, bu nevî meseleler çift yönlüdür! Zâhir ve Bâtın arasında kuvantum irtibat vardır! Dolayısıyla, kutsiyet kaçınılmazdır!! 


Kutsiyet taşıyanı ayağa düşürmekten sakınmak gerekir!! Saygıda kusur edeni silkelerler!! Borsada silkelenmeye hiç benzemez!!

Derin tefekkürler ardından, bir zaman sonra diğer muhataplara da projeyi takdim etmeye çalıştık. Yüksekten uçtuk ama aşırı hız yapmadık!!

Maalesef, birinci derecede yetkili ve sorumlu muhataplarım, mektuplarımı cevapsız bırakacak kadar âdâba mugayir davrandılar! 

Mâliyetini şahsen üstlendiğim uzunca bir süreçten sonra, artık yeni ve yetkili muhataplar arayacağımı  zannetmiyorum!!

Muhataplarımın "yetkili" olmalarına rağmen "ilgisiz" kalmalarından bîzar, dünyanın ilk ve tek Kurânî Zekâ projesini ilâhî murâda havale ediyorum!

"Elin gâvuru" milyarlarca avroyu Tanrı Parçacığı'nın (Higgs Bozonu/Parçacık Fiziği/CERN)  peşinde harcasın; biz "cennetlik müslümanlar" Tanrı Buyruğu'nun* (Kurân) peşinde sadaka kültürü ile patinaj yapalım?!

Encâmımız hayrolsun!

 Neyzen Semazen

* Ömer Rıza Doğrul'un yazdığı Kurân mealinin ismi...

9 yorum:

Bülend SUNGUR dedi ki...

İlmî üstünlük Doğu'dan Batı'ya intikal ettiğinde, dînin rehber vasfı hâliyle aynı adrese intikal etmedi. Çünkü, Doğu ile Batı arasında din farkı vardı ve Batı kendi dîninden diyânetinden bîzardı!

Ancak, bir çok vesileyle görülüyor ki Batı dünyası ilmî meselelerde dînî alandan ve olandan kopya çekmeyi bilimselliğe çok da aykırı görmüyor!!

İşte onlardan biri, önce Sn. Asaf Savaş Akat'ın yazısında ve sonra referans gösterilen yabancı makalede...

http://haber.gazetevatan.com/Haber/435458/1/Gundem

http://beta.project-syndicate.org/commentary/will-emerging-markets-fall-in-2012-

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Makaledeki onca "telif" bilgiyi vermiş olmak, okurun anlayış ve algısına tamamen ulaşmak lüksünü her zaman vermez!

O zaman, bahsettiğiniz büyüklüğü daha küçük şeylere atıfla anlatırsınız... Yani, analitik için analojiden yararlanırsınız... :)

Bu yüzden, ben de "Dünyanın İlk ve Tek Kurânî Zekâ Projesi" için dipnot mâhiyetinde analoji kurmak ihtiyacı hissettim!!

Kuruyorum ve şöyle diyorum...

Bu proje sâdece İslâm İktisâdının ve İslâmi Bankacılığın değil; İslâm dünyasının çılgın projesidir!!

Reklamları dinlediniz! :)

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Makalede Cern'e atıfta bulunduğum bir paragraf var... Bu münasebetle, İsmet Berkan'ın Hürriyet'deki 18 Mart tarihli yazısını paylaşıyorum...

Yazıdaki, Einstein'la ilgili satırlara lütfen dikkat!! Sn. Berkan, sâdece insan aklını kullanarak evrenin sırlarına ulaşmanın mümkün olabileceğini Einstein'ın kanıtladığını düşünüyor...

Biz de bu blogda, QQ kavramıyla ve Kurân'la hangi sırlara ve hangi çapta erişilebileceğini izaha çalışıyoruz...

Herhalde, iman sahipleri için Kurân'daki zekâ (QQ) Einstein'ın IQ'sundan üstün olsa gerek?!!

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20151635.asp

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Ya Rabbi, aklıma mukayyet ol!!

19 Şubat'da Sn. Hayrettin Karaman Yeni Şafak'taki köşesinde makalesine "Devletin Borç Senetleri" başlığını atıyor...

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=31145&y=HayrettinKaraman

29 Mart'da (bugün) Habertürk'de, 984 milyon liralık bir hatadan bahsediliyor...

http://www.haberturk.com/polemik/haber/729046-dikkat-para-faizde

Haberi ve Hayrettin Bey'in yazısını okuduktan sonra, lütfen "Dünyanın İlk ve Tek Kurânî Zekâ Projesi" makalemizi bir daha okuyun!!

Sonra oturup; İslâm dünyasındaki müzmin hastalıklarımız için hıçkıra hıçkıra ağlayın!

"Ağlayın; su yükselsin... Belki, kurtulur gemi!!"

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Sn. Karaman'ın Gelire Endeksli Senetler hakkında, vaktiyle (15 Şubat 2009) şunları söylemiş...

http://www.hayrettinkaraman.net/makale/0389.htm

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Lütfen, şimdi linkinden ulaşarak okuyacağınız haberden önce, makalemizin son paragrafını okuyunuz...

http://www.hurriyet.com.tr/planet/20472186.asp

Yahu, bu Batı dünyasının derdi nedir?! Bir taraftan krizden feryat ederler... Diğer taraftan Ar-Ge'den geri kalmazlar... Bakınız, şimdi de 1 milyar Avro'luk faaliyetten bahsediliyor... Hani, faaliyet dünyada gerçekleşiyor olsa?! Hanımlar,Beyler; Jüpiter'in buzullarla kaplı uydularının izini süreceklermiş... Bu adamlar, parayı nereye harcayacaklarını bilmeyen enayiler de, biz mi çok akıllıyız?!

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20918410.asp?utm_source=hurriyet&utm_medium=yazarlar&utm_campaign=yazarsonyazi

Bülend SUNGUR dedi ki...

Onkolog Dr. Yavuz Dizdar Bey'in Fakülte Dergisi'ndeki yazısı sadece doktorları ilgilendirmiyor. Makalenin "İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki yeni bilim algısı" kısmını, Proje La-Riba'yı akademik alanın dışında neden tuttuğumu anlamak maksadıyla da okuyabilirsiniz...

http://fakultedergisi.com/index.php/ilim-ve-bilim-konusunda-dusunceler/#more-146

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Mısır Devlet Başkanı Sn. M. Mursî'nin 6 Ekim'de halkına hitaben yaptığı konuşmadaki "Riba"ya ilişkin sözleri ezberleri bozdu! IMF'den veya başka devletler ve kuruluşlardan çok küçük yüzdeli faizlerle gerçekleşecek borçlanmaların "Riba" sayılamayacağını söylemiş Sn. Mursi... Şimdi, bu yüzden ortalık çalkalanıyor...

Biz, 15 Ekim 2011'de kendi blog adresimizde "Riba ile Lâ-Riba arasında Bir Yerde" olduğumuzu anlatıyor ve 20 Kasım'da kendi çözüm önerimizi bir araştırma projesi olarak "Proje La-Riba" ismiyle bu makalemizde detaylandırıyorduk...

Tafsilata aşağıdaki bağlantılardan ulaşmanız mümkün...

Maalesef, M. Mursî'nin dilinden bütün dünyaya yayılan "Riba mıdır yoksa faiz mi?! Faiz riba mıdır; riba faiz mi?! Riba aslında nedir ve faiz aslında nedir?!" şüpheleriyle yaşamayı tercih etmiş durumdayız!!

Korkarım, önümüzdeki 8 sene içinde şüphelerle yaşamayalım diye bizi ve özellikle bu sektörü silkeleyecekler!! İnşaALLAH, "Şiş yandı, kebap yandı!" şarkısını okuyacağımız bir evrede, ne yapacağını bilmez bir vaziyette kalmayız ve müslümanlar olarak bize ait liyakatsizlik İslâm'a ve Kurân'a mâledilmez?!

http://www.alrakoba.net/news-action-show-id-73771.htm
http://www.alazd.net/news.php?action=show&id=23433
http://kuranizeka.blogspot.com/2011/10/riba-ile-la-riba-arasnda-bir-yerde.html

http://kuranizeka.blogspot.com/2012/04/islami-bankaclk-ve-gesi-baglar.html

Selam,

N_S