4 Mayıs 2012 Cuma

'Aşkın Pazarı' ve Kurânî Zekâ




Değerli Okurum,

Geçici mi, yoksa kalıcı mı olacağını benim de bilmediğim bir ayrılık giriyor aramıza... 

Blogun 7 aylık istatistik verileri, benim bloga daha fazla zaman ve enerji harcama şevkimi kuvvetlendirmeye bir türlü yanaşmadı. Kendilerine kalpten teşekkür ettiğim iki "üye" okurum dışında, bütün okurlarım "üvey" kalmayı tercih ettiler. 

Kimi, Google/Görseller'den bir resmin peşinde Kurânî Zekâ'ya ulaştı; bir daha uğramadı. Kimi, Kurân'ın peşinde bir uğradı; bir daha yolu düşmedi... Kimi bir kelimenin izini sürerken, bize şöyle bir uğradı... 

Kiminin biz ayağına kadar gittik... Kurân üzerine çalıştıklarını bilerek,  adresimizi kendilerine bildirdik. Hayatlarında ilk defa duydukları "Kurânî Zekâ" kavramı, onları bir "tık"la dahi bize ulaşmaya ikna edemedi!

Yolun yarısında, sosyal medyadan da yararlanmaya çalıştık. Din ile, Kurân ile  ilgisi olan değerli insanlar, söylediklerimizin değerini tartmak için bile -istatistiğe yansıyan- bir alâka göstermediler.

Yedi aylık etkinliğimiz süresince, hiçbir yerde bizden alıntı yapılmadı; hiç kimse bizden link vermedi! 

Semazen'i başka adreslerden tanıyan bazı okurlar, yorumlarda yer verdiğim -en az makaleler kadar önemli- detayları tâkip edebilmenin tek yolu olan üyelikten -nedense?- uzak durdular... İki üyeli bir blogta etkinliğinizin -takdir edersiniz ki- okurla ne kadar buluştuğunu kestirmek zordur. Yapacağınız tahminin iyimser olması da zordur?!

Tabiatıyla, sanal mecranın ayrıcalığı interaktif olmasıdır! Dolayısıyla, blogun sâdece benim "aktif" olmam sûretiyle yürümesi imkânsızdır! Geri bildirim almak; iletişim ve etkileşim içinde olmak şarttır! Maalesef, biz bu yönde bir teveccühe mazhar olamadık! 

"Aşkın pazarında canlar satılır..." diye haber veren Yûnus'un "Satarım canımı; alan bulunmaz!" idrâkiyle artık,  sanal dünyada "satış" yapmaktan vazgeçtik.*

Oysa, başka bir adreste de test ettiğim blog yazarlığını, özellikle kendi blogumda çok sevmiştim. Hele hele QQ içerikli meseleler yanında, ülke ve dünya gündemine temas edebilmek benim açımdan çok önemliydi.

Ajandam/3'de sıraladığım incelemeleri tamamlayamadığım ve sunamadığım için üzgünüm... Belki onlardan bazılarına -gelecekte bir gün- kitabımızda yer vermek nasip olur?!

Sonuç olarak, Kurânî Zekâ (QQ) blogumun ve -bir gün yazmak ve yayımlamak nasip olursa- kitabımın içeriği ve hedefi alelâde değildir!! Bu ilim, başka ilimdir!! Üfürükten tayyare değildir!!

Ben de Hacı Cavcav değilim!

Umarım, siz de Karagöz olmadığınızı idrâk edersiniz...

Zira, burada çocuk eğlendirmedik!

Saygılarımla,

Neyzen Semazen


* "Alan yoktur, satamadım./ Suları ıslatamadım!" Abdurrahim Karakoç

Not: "Kapalıyız" yazan Türkçe güzel bir resim bulamadım; özür dilerim. Blog yayında kalacaktır. Ancak, benden yeni  yazı ve yorum alamayacaksınız.      neyzen_semazen@yahoo.com

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba Sayın Semazen,

Sevan Bey’in üzerine gitmeyin o kadar. :)

Sağolun, ben de ara sıra bakıyorum, açık sözlü bir insan. Ama din ve peygamber ile arasının iyi olmadığı belli. Öyle olunca da bir “eleştirme” ihtiyacı içerisinde. Yazdıkları bu “rahatsızlık”tandır. Malum rahatsız olduğumuz şeyleri eleştirmek isteriz.

Ben bu twit olayına hiç girmedim. Ama verdiğiniz linklerden ulaşabildiklerimi okudum. Bu film/karikatür vb. şeyleri biraz büyütmüşsünüz sanki. Ya da ben mi biraz duyarsızım?

Sitenizde bir duraklama görünüyor. Galiba yazılarınız biraz teknik terimler içeriyor, o yüzden anlaşılması zor gelebilir. Hem de varsın fazla okunmasın, arada bir yazarak açık tutmanız bence daha doğru.

Saygılar, Cengiz Cebi

Bülend SUNGUR dedi ki...

Sn. Çebi,

Mukabele ettiniz; ilgi gösterdiniz... Gönülden teşekkürler...

Selamlar ve Saygılar,

N_S

Bülend SUNGUR dedi ki...

Sonunda bir ara veya veda zamanı Twitter ve Facebook'a da geldi!

https://www.facebook.com/neyzen.semazen/posts/442111432518990

N_S