Ama nerede?!
14 asırlık İslam yolculuğunun iki binli yıllar durağında,
ribâyı hâlen daha dört dörtlük tanımlayamadığımızın farkında mıyız?!
Fetvalar, içtihatlar, müçtehitler, fakihler, mezhepler
arasından geldiğimiz ve her şeyin küresel olduğu şu asırda, riba konusundaki
yetersizliğimizin aslında küresel ölçekli bir yetersizlik olduğunu
görebiliyor muyuz?!
Dünyayı, üstelik en çok aydınlanmaya ihtiyaç duyduğu bu
yeni bin yılda, İslâm’ın ribâ yasağı ile “kuşkusuz ve kusursuz” olarak aydınlatabiliyor
muyuz?!
Yaşadığımız kuşku çağında, faizsiz bankacılık modelinin
dört başı mâmur olarak kuşkuları giderebildiğini söyleyebiliyor muyuz?!
Farkında değiliz!
Göremiyoruz!
Aydınlatamıyoruz!
Söyleyemiyoruz!
İçerik itibariyle dünya ve tarih kendini tekrar eder...
Ancak, boyutlar, ölçekler, yoğunluklar ve çeşitler itibariyle dünyanın büyüme
temâyülü vardır... Bu temâyülün bütün öngörüleri aştığı yeni bin yıldayız!
Artık bütün yerkürede, kemiyetin kudretiyle
keyfiyetin acze düşürüldüğü bir zamandayız!
Madde ya mânâyı boğuyor ya da onu kendine benzetiyor...
Yozlaşma dediğimiz de bu değil midir?
Tekerrürden ibâret olan tarihte en çok tekrar eden de
yozluk değil midir?
Hemen her konuda, her kafadan bir sesin çıktığı
devirde, riba yasağı gürültüler ve homurtular hengâmesinde -daha ne kadar
zaman- veremli öksürükler içinde mecalsiz ve iddiasız duracaktır?!
Faizsiz çalışma hedefine kilitlenmiş kuruluşlar,
ribânın nerede başladığını ve nerede bittiğini kesin hatlarla ne zaman
bileceklerdir ve o zamana değin, ne kadar faizsiz olduklarından nasıl emin
olacaklardır?!
Ribâ yasağının ardındaki hikmet ve ilim, fakihler ve
fetvalar arasında kaybedilmiş gibidir!?
Fakihlere ve fetvalara yakın; hikmet ve ilme uzak kalmış
gibiyiz!?
Bu uzak kalış bizi ribâyı çözümlemekten alıkoyuyor!
Faizsiz bankacılık uygulamalarına ve örneklerine duyulan ihtiyacın hakikati ile
ribânın hakikati arasındaki mesafeler gün geçtikçe küresel ölçekte artıyor!
Araya giren mesafeler, Âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş
Son Nebi’nin tebliğ ettiği, Âlemlerin Rabbi olan Allah ındindeki tek dîne
maalesef gölge ediyor...
Kuşku çağında “gölgeler” sâdece kemiyetin kudretini
besliyor!
Ribâ yasağındaki bütün gölgeleri kaldırmak ve dünyaya
“kuşkusuz” bir bankacılık modeli sunmak durumundayız!
Bu durumdan özel bir şuur çıkartamamak; mevcut şuuru da
“duruma” küresel ölçekte kurban etmektir!!
Durum ve şuur arasındaki bağlantı ancak Kurân ile sıhhat
bulur!
Kurân “kuşku” üretmez!
“İhtilafın rahmet olduğu” tezini öne sürmez!
İhtilafı bitirecek hakikatten-haktan doğan rahmetin kaynağıdır
Kurân!
İhtilaf, insanoğlunun kifayetsizliğinden doğar ve
ihtilaftaki kemiyet keyfiyeti zora sokar!
Ortaya kifayetsiz bir keyfiyet çıkar!
Ribâyı Kurân düzleminde kuşkusuz ve kusursuz biçimde
tanımlamakla mükellefiz!
Öyle bir tanıma ulaşmalıyız ki nihâî olsun... Asırlar
aşarak bugüne kadar gelen içtihatları ya iptal ederek ya da ıslah ederek
kendinde birleştirsin… Meseleyi tamamen bitirsin ve zerre kadar ihtilaf
bırakmasın..
Bunu yapabilecek Kurân okuyuşu, Kurân’ın mucizevî
yeterliliğinden ilham alır!
Kurân her an işleyen, her an devrede olan mucizedir!
Böyle bakmadıkça, böyle görmedikçe ve bunu
kavramadıkça içtihatlarımız ve tefsirlerimizle sâdece “ihtilaf” üretiriz ve
ihtilaftan doğan rahmete (?!) tâlim ederiz!
Ribâ meselesindeki vaziyetimiz de bu tâlimden ibarettir!
Ezber bozan bir tâlime ve Kurân’ın mucizevî söyleyişinden
yayılan ipuçları ile riba yasağının çözümlenmesine duyulan ihtiyaç hayatî
seviyededir!
İslam hayat dinidir!
Kurân diriler kitabıdır!
Neyzen Semazen
Yasak Meyve Elma mıdır, Ayva mı?!
YanıtlaSilYorum bölümünde "yorumsuz" bir paylaşım olsun...
Timeturk.com'dan bir çeviri metin...
"Bütün bunlara ilave olarak şunu söyleyebiliriz; İslami bankacılık esas olarak üzerine tesis edildiği ilkelerinden ve değerlerinden uzaklaştı ve İslam toplumunun bu sistemin gelişmesine ve ilerlemesine katkı yapmaya dair inancı zayıfladı. Borç vermenin İslami bankacılık üzerinde sebep olduğu zarar bütün her şeyi açıkça görmemizi sağladı. İslami bankacılık, orijinal ürünler ve iş fırsatları yaratan gerçek finansal faaliyetten kaynaklanan kar ve zarar üzerine inşa edilen bir sisteme dönüşemedi ve maalesef dünyada fark yaratan bir finansal sistem olamadı. Ancak borç vermeler İslami bankacılık için yaklaşılmasına izin verilmeyen yasak meyve mesabesinde idi ve İslami bankacılık bu yasak meyveyi yedi. (By Lahem al Nasser)
Makalenin tam metni için bkz...
http://www.timeturk.com/tr/2009/09/25/yasak-meyveyi-yemek.html
Makalenin bulunduğu İngilizce sayfa için bkz...
http://www.asharq-e.com/news.asp?section=6&id=17438
Makalenin bulunduğu Arapça sayfa için bkz...
http://www.aawsat.com/details.asp?section=58&article=527377&feature=1&issueno=11186
N_S
6 Eylül 2011 tarihli Bugün gazetesinde Mehmet Cavlı imzalı bir yazıya rastladım. "Sıfır Faiz Modeline Günaydın" başlığını taşıyor.
YanıtlaSilYazı şu cümlelerle bitiyor:
"İslam dünyası istediği için değil, iktisatçılar istediği için faizden uzak olan bu model kuruluyor.Devletler çok rahat edecek.Enflasyon bile yok olacak. Zira üretim artacak."
http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/168298-sifir-faiz-modeline-gunaydin-makalesi.aspx
Çok merak ediyorum, bunu kim/kimler yapacak ve bu modelleme nasıl olacak?!
Bana göre, Kurân'ın faiz (ribâ) tanımına ve sınırlarına ulaşılmadıkça böyle bir modellemenin yapılması imkânsız! İktisatçılar ne kadar isterlerse istesinler, yolu Kurân'dan geçmeyen kurtarıcı bir ekonomik model geliştirmek mümkün olmayacak!
Ya Rabbi, aklıma mukayyet ol!!
YanıtlaSil19 Şubat'da Sn. Hayrettin Karaman Yeni Şafak'taki köşesinde makalesine "Devletin Borç Senetleri" başlığını atıyor...
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=31145&y=HayrettinKaraman
29 Mart'da (bugün) Habertürk'de, 984 milyon liralık bir hatadan bahsediliyor...
http://www.haberturk.com/polemik/haber/729046-dikkat-para-faizde
Haberi ve Hayrettin Bey'in yazısını okuduktan sonra, lütfen "Riba ile La-Riba Arasında Bir Yerde" makalemizi bir daha okuyun!!
Sonra oturup; İslâm dünyasındaki müzmin hastalıklarımız için hıçkıra hıçkıra ağlayın!
"Ağlayın; su yükselsin... Belki, kurtulur gemi!!"
N_S
30 Mart, Tevfik Güngör, Dünya Gazetesi...
YanıtlaSilhttp://www.dunya.com/gelire-endeksli-senetlerin-getirisi-faiz-sayilir-mi-147887yy.htm
Sn. Cemil Ertem de, aynı bahse el atmış ve Star Gazetesi'ndeki köşesinde 30 Mart'da şunları söylemiş...
YanıtlaSilhttp://www.stargazete.com/ekonomi/yazar/cemil-ertem/iran-katilim-bankaciligi-ve-otesi-haber-438825.htm
Cemil Bey, Fıkıh'dan doğan bazı tanımların sorunsuz olduğu düşüncesiyle konuya yaklaşmış görünüyor. Oysa, sorun uygulamadaki aksaklıklardan kaynaklanmıyor. Sorun bizâtihî nazariyeden doğuyor! Sektörün dayandığı nazarî verilerde problemler var!
N_S
http://islam-economy.org/islamic-banking/usury-and-interest/
YanıtlaSilMısır Devlet Başkanı Sn. M. Mursî'nin 6 Ekim'de halkına hitaben yaptığı konuşmadaki "Riba"ya ilişkin sözleri ezberleri bozdu! IMF'den veya başka devletler ve kuruluşlardan çok küçük yüzdeli faizlerle gerçekleşecek borçlanmaların "Riba" sayılamayacağını söylemiş Sn. Mursi... Şimdi, bu yüzden ortalık çalkalanıyor...
YanıtlaSilBiz, 15 Ekim 2011'de bu başlık altında "Riba ile Lâ-Riba arasında Bir Yerde" olduğumuzu anlatıyor ve 20 Kasım'da kendi çözüm önerimizi bir araştırma projesi olarak "Proje La-Riba" ismiyle detaylandırıyorduk...
Tafsilata aşağıdaki bağlantılardan ulaşmanız mümkün...
Maalesef, M. Mursî'nin dilinden bütün dünyaya yayılan "Riba mıdır yoksa faiz mi?! Faiz riba mıdır; riba faiz mi?! Riba aslında nedir ve faiz aslında nedir?!" şüpheleriyle yaşamayı tercih etmiş durumdayız!!
Korkarım, önümüzdeki 8 sene içinde şüphelerle yaşamayalım diye bizi ve özellikle bu sektörü silkeleyecekler!! İnşaALLAH, "Şiş yandı, kebap yandı!" şarkısını okuyacağımız bir evrede, ne yapacağını bilmez bir vaziyette kalmayız ve müslümanlar olarak bize ait liyakatsizlik İslâm'a ve Kurân'a mâledilmez?!
http://www.alrakoba.net/news-action-show-id-73771.htm
http://www.alazd.net/news.php?action=show&id=23433
http://kuranizeka.blogspot.com/2011/11/dunyadaki-ilk-ve-tek-kurani-zeka.html
http://kuranizeka.blogspot.com/2012/04/islami-bankaclk-ve-gesi-baglar.html
Selam,
N_S