Sayın Mustafa Akyol'un gazetedeki köşesinde "İslamcıların Sistem Tutkusu" tahliline, Sayın Hayrettin Karaman'dan tenkit ve tahlil geldi... (1)
M. Akyol, daha sonra "İslamcılık ve
sistemcilik" başlıklı
yazısıyla Sn. Karaman'a mukabele etti.(2)
Makalesinin bir yerinde şöyle
söylüyordu...
"Problem, sloganları
aşıp detaylara girince gözüküyor. Mesela Hayrettin Karaman hoca, 'kurulurken, tarif edilirken Kur’an
ve Sünneti temel kaynak olarak kullanmış devlet' diye tanımlıyor 'İslamî devlet'i. İyi ama
Kur’an ve Sünnet’i kim yorumlayacak? Kıstas, Hanefilik mi, Vehabilik mi, Şiilik
mi, 'tarihselcilik' mi
olacak?
Kaldı ki aynı mezhep içinde bile nice zıt görüş var. Mesela Hayrettin Karaman hocaya göre 'recm yok'; Milli Gazete yazarı Ebubekir Sifil hocaya göre kesin var."(3)
Sayın Akyol'un bu tespiti fevkalâde yerindedir!
Hakikaten, fıkıh uzmanlarının "recim" konusundaki ihtilafları, "rejim" konusunda ittifaklarına izin vermeyecek kronik sorunlarımızın varlığına işaret eder. Bu ve benzeri ihtilaflara "rahmet" beklentisi ve iyimserliği içinde bakmak zamanı çoktan geçmiştir! Bu iflah olmaz iyimserliğin hayatta ve hakikatte karşılığı yoktur! Tarihte de olmadı!
Dindeki ihtilaflarımız için kullandığımız "rahmet" etiketi mecburiyetlerin getirdiği bir tevildi sâdece... İhtilaflarımızla ulaşabildiğimiz bir sonuç ve ihtilaflarımızın varlığına ve de çokluğuna cevaz veren bir model değildi!
Bu münâsebetle, geçen 14 asırdan sonra bile - bırakınız rejimi- recmi dahi ittifak halinde karara bağlayamıyoruz!
Çünkü, bizim klâsik ekoller içinde bulamadığımız ve örneğini göremediğimiz Kurân odaklı bir idrâke ihtiyacımız var!
Kurân'dan doğan ve Kurân'a varan bir idrâke ihtiyacımız var!
Bu
idrâkin bireylerdeki varlığına ve seviyesine Kurânî Zekâ (QQ) diyorum
ben...
Bu
zekâ, varlığıyla ve işleyişiyle tamamen Kurân'ın i'câzını hedef alır ve o i'câzdan beslenir! (Hepsi bu değil!)
Din tarihimizin -bütün ilmî branşlarında- bize miras bıraktığı literatür ortadadır. Literatürün bize taşıdığı içtihatlar, ihtilaflar da ortadadır!
Ancak, anlaşılan odur ki
"recm" tartışmasında olduğu gibi ihtilafları çoğaltarak geleceğe
taşımak, rahmeti bol (!) bir rutindir!?
Oysa, QQ'muz inkişâf ettiğinde göreceğiz ki, Kurân'da ve dolayısıyla İslâm'da bir cezâlandırma biçimi olarak "recim" yoktur ve de Kurân insanlığın ihtiyaçlarına cevap verebilecek kusursuz bir "rejim" önermekten ve modellemekten âciz veya uzak değildir!
Netice olarak, ne Sayın Sifil'in gittiği yoldan recmin varlığını ispat ile İslâm'a izâfe etmek kâbildir; ne de Sayın Karaman'ın gittiği yoldan İslâm'ın önerdiği "sistemi" keşfetmek mümkündür?!
QQ'muzun ilâhî lutuflarla inkişâfına ne kadar muhtacız! Bununla beraber, ihtiyacımızın farkında bile değiliz! Çünkü, biz ihtilaflarla beslenen IQ'muzu çok sevdik!?
Bu yüzden, Kurân'a terfi
edemedik!!
Dökülüyoruz, farkında
mısınız?!
Neyzen Semazen
(1) Mustafa Akyol, "İslamcıların 'sistem' tutkusu" Star Gazete, 28 Eylül 2011
Hayrettin Karaman, "İlâhî Sistem ve Beşeri Sistem" Yeni Şafak, 2 Ekim 2011
Hayrettin Karaman, "Batı ve İslâmî Maksatlar" Yeni Şafak, 6 Ekim 2011
Hayrettin Karaman, "İslamcılık, siyaset ve ahlâk" Yeni Şafak, 7 Ekim 2011
Hayrettin Karaman, "İslamcılık ve sistem merakı" Yeni Şafak, 13 Ekim 2011
(2) Mustafa Akyol, "İslamcılık ve sistemcilik" Star Gazete, 20 Ekim 2011
(3) Hayrettin Karaman, "Recim yoktur" Yeni Şafak, 27 Ağustos 2010
Hayrettin Karaman, "M. Ebu Zehra 'Recim Yok' diyor" Yeni Şafak, 29 Ağustos 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-8" Milli Gazete, 2 Ekim 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-9" Milli Gazete, 4 Ekim 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-10" Milli Gazete, 9 Ekim 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-11" Milli Gazete, 11 Ekim 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-14" Milli Gazete, 25 Ekim 2010
Ebubekir Sifil, "Karaman Hocanın 'Var'ları ve 'Yok'ları-15" Milli Gazete, 30 Ekim 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder